22 Ocak 2011 Cumartesi

IRMAKLARIN KONUŞMASI

Fırat Kızılırmak’a soruyor;
biz kana doyduk ey güzel su
ürpertilerle geçti bin yıllarımız
biter mi kıyılarımızdaki pusu?

Üryan kızları özledi bağrımız
şenlik ateşiyle yükselen türküleri,
ayrımına varırlar mı ki aşklarımızın
kirli baltaların barbar bileyicileri?

Denizin kokusunadır uzun koşumuz
mor büklümlü akşamların aşk beşiğine,
ey silah tacirleri ölümün kirli tüccarları
dağları dize getirmek kimin haddine?

Kommagene’yi bilir misiniz?
Binlerce tanrının cirit attığı ovaları,
bu coğrafyanın tam kalbinden doğuyoruz
görmezden gelebilir misiniz Anadolu atlasını?

Nice fetbazı aldı koynuna girdaplarımız
nice aşklar doğurdu nice destanlar,
yatağımız derinleşiyor içli seslerinizle
kimseler silemiyor insan kokusunu

Usulca yekiniyor yaşlı toprağın kollarından
yek vücut oluyor sonra binlerce pınar,
adı Sakarya,Dumlupınar,adı Yeşil ve Kızıl
kirli kürsüler birer birer boğuluyor sarmallarında

Kızılırmak Fırat’a sesleniyor usul;
güneşi eteğinde saklayan kadınlara bak ey güzel su
ateş gözlü çocukların anaları ölümlerden bıktı usandı
bir halaya kalkar gibi iniyorlar meydanlara
kumruların yüreğinde bıçak kemiğe dayandı
bıçak kemiğe dayandı

*(Afrodisyas Sanat;Ksm-Aralık.2010)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder